Son aylarda para piyasalarında yaşanan ani değişiklikler karşısında Hükümet; piyasaların en az düzeyde zararla atlatmasını sağlamak adına döviz cinsinden veya döviz endeksli sözleşmelerin Türk parasına çevrilmesi için adım atmıştır. Bu anlamda atılan ilk adım, 12.09.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı olmuştur.

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda (“32 Sayılı Karar”) yapılan değişiklik uyarınca (“2008-32/34” nolu Tebliğ) Türkiye’de yerleşik kişilerin, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen haller dışında, kendi aralarında imzalayacakları taşınır & taşınmaz alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü taşınır & taşınmaz kiralama, leasing, iş, hizmet, eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri Türk parası cinsinden olma zorunluluğu getirilmiştir.

Düzenleme, özel borç ilişkilerinde en sık kullanılan sözleşmeleri işaret etmekte ve dahası bu sözleşmelerin anılan düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce döviz cinsinden veya dövize endeksli hazırlanmış olması halinde 30 gün içinde Türk Parası olarak yeniden belirlenmesini beklemektedir (Geçici madde: 8). Ancak bu yeniden belirlemenin hangi kıstaslara göre yapılacağı, sözleşme taraflarının hak ve alacaklarında bir kayıp yaşatmayacak nasıl bir model bulunacağı soruları herkesin zihninde canlanmıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu düzenlemenin yarattığı soru işaretlerini gidermek ve getirilen bu emredici hükme bazı istisnalar getirmek amacıyla yeni bir tebliğ hazırlamış (Tebliğ No: 2018-32/51); bu tebliğ de 06.10.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak diğer merakla beklenen değişiklikler içinde 30 gün içerisinde dövizden Türk parasına geçiş süresine ilişkin bir değişiklik olmamış; diğer bir deyişle 30 günlük süre uzatılmamıştır.

2018/32-34 nolu Tebliğ’de çok geniş kaleme alınmış olan sözleşme tipleri, 2018-32/51 nolu Tebliğ’de de kendini korumuş; ancak düzenleme bazı sözleşmeleri kuralın dışına itmiştir. Aşağıda sıralanan sözleşme tiplerinde bu kural uygulanmayacak; döviz cinsinden veya döviz endeksli olarak kaleme alınabilecektir. Bu yazımızda 2018-32/51 nolu Tebliğ’e göre hangi sözleşmelerin ise kural dışında bırakıldığını inceleyeceğiz.

2018-32/51 no’lu Tebliğ kapsamında döviz cinsinden ya da dövize endeksli olarak akdedilebilecek sözleşmeler şunlardır;

• Yurtdışında ifa edilecek iş sözleşmeleri

• Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin taraf olduğu iş sözleşmeleri

• T.C. devleti vatandaşı olmayan kimseler ile yapılan hizmet sözleşmeleri

• İhracat, transit, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlere dair hizmet sözleşmeleri

• Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri

• Türkiye’de yerleşik kişilerin, kendi aralarında akdedecekleri, Türkiye’de başlayıp yurt dışında sonlanan ve yurt dışında başlayıp Türkiye’de sonlanan elektronik haberleşme ile ilgili hizmet sözleşmeler

• Gemi inşası, tamiri ve bakımı sözleşmeleri

• Taşıt ve iş makineleri hariç menkul satış ve kira sözleşmeleri hariç her türlü menkul mala ilişkin satış ve kira sözleşmeleri

• Yurt dışında üretilen yazılım sözleşmeleri, yazılım lisans ve hizmet sözleşmeleri

• 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda tanımlanan gemilere ilişkin finansal kiralama (leasing)

• 32 Sayılı Karar uyarınca imzalanacak finansal kiralama (leasing) sözleşmeleri

• Kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin (ör: HAVELSAN, ROKETSAN) taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmeler

• Kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu döviz cinsinden veya dövize endeksli ihaleler,sözleşmeler ve milletlerarası antlaşmaların ifası kapsamında olmak kaydıyla; yüklenicilerin üçüncü taraflarla akdedeceği gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri dışında kalan sözleşmeler

• Hazine ve Maliye Bakanlığının 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirdiği işlemlerle ilgili olarak bankaların taraf olduğu sözleşmeler

• Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülükler

• Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmeleri

• Türkiye’de yerleşik yolcu, yük veya posta taşıma faaliyetinde bulunan ticari havayolu işletmeleri; hava taşıma araçlarına, motorlarına ve bunların aksam ve parçalarına yönelik teknik bakım hizmeti veren şirketler; sivil havacılık mevzuatı kapsamında havalimanlarında yer hizmetleri yapmak üzere çalışma ruhsatı alan veya yetkilendirilen kamu ya da özel hukuk tüzel kişiliği statüsündeki kuruluşlar ile söz konusu kuruluşların kurdukları işletme ve şirketler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayelerinde en az %50 hisse oranına sahip olduğu ortaklıkların Türkiye’de yerleşik kişilerle gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki akdedecekleri sözleşmeler

Dikkat çeken bir diğer düzenleme ise, 2018-32/51 nolu Tebliğ’in 4. maddesinin 18. fıkrasında yer almaktadır. Tebliğ’e göre sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasına izin vermeyen sözleşmeler için kıymetli evrak düzenlenecekse; bu kıymetli evrakların da Türk Parası üzerinden belirlenmesi gerektiğidir. Düzenlemenin amacı sözleşmedeki tarafların sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini çek, senet gibi kıymetli evraklarla ödeme yolunu tercih ettiklerine emredici kurala dolanmalarını engellemektir.

Bir diğer önemli düzenleme ise 13.09.2018 tarihinde yayımlanan 2018/32-34 nolu Tebliğ’den önce imzalanan taşıt ve iş makinelerinin kiralanmasına ilişkin sözleşmelerin Türk parasına dönüştürülmesi zorunluluğu bulunmamasıdır.

Tebliğ’in birçok yerinde “Türkiye’de yerleşik kişiler” ifadesinin kapsamı da Tebliğ’in m. 8/20’de genişletilmiş; Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler ile doğrudan ya da dolaylı olarak sahipliklerinde bulunan şirketlerin de döviz endeksli sözleşme akdetme yasağına tabi olduğunu açıkça düzenlemiştir.

İstisnalar listesinin içinde ana kurala tabi bırakılan sözleşme tipleri bulunmaktadır. Bu anlamda her bir maddenin hangi sözleşme tiplerini ve bu sözleşmelerdeki hangi yükümlülüklerini istisna kapsamına dahil ettiğini tek tek incelenmesi gerektiği kanaatindeyiz.

2018-10-15T14:31:23+03:00Blog|